Bu yazımda, kapitalizmden bahsedeceğim, yani çağımız dünyasına egemen olmuş ekonomik-siyasi sistem. Elimden geldiği kadar hafif, anlaşılabilir bir dille yazacağım, yani bu yazı bu defa gündem konularından uzak genel bir siyasi konu üzerine olacak, yaşadığımız veyahut yaşatıldığımız bu düzeni iyi öğrenmenizi isterim, hatta bu yazıyı okuduktan sonra hemen inanmayıp, başka yerlerden de okuyun, araştırın, başka bir şeye gerek yok, şimdi benim açımdan kapitalizm nedir ne değildir merak edene;
İçinde bulunduğumuz düzen: Kapitalizm
Şimdi öncelikle ders kitabı tarzındaki tanımımızı yapalım, şöyle ki; zengin ya da fakir, sarı, beyaz ya da esmer olsun insanlar her yerde yaşamak için gereksindikleri şeyleri üretmek ve bunların dağıtımını yapmak zorundadır, içerisinde bulunduğumuz üretim ve dağıtım sistemine kapitalizm denir.
Şimdi ne dedik? Üretmek ve dağıtmak.
Üretmek ve dağıtmak için 2 temel unsura ihtiyaç vardır. Bunlar;
1-Üretim Araçları
2-Emek (Yani gerekli malları üretim araçları üzerinde gücünü kullaranak üretecek insan-işçi.)
Kapitalizmi eleştirdiğimiz en önemli nokta şudur, kapitalizmde üretim araçları devlete değil bireylere aittir. Bu en önemli konudur, sıkıcı gidiyoruz evet ama dikkatinizi çekmek isterim çünkü kapitalist toplumda üretim araçlarına sahip olup olmamanız sizin toplumdaki konumunuzu belirler.
Yani diyorum ki hafız, paran varsa saygın adamsındır, bu kadar basit.
Devam edelim,
Kapitalist sistemde üretim araçlarına sahipseniz çalışmadan yaşayabilirsiniz.
Lakin, işçi sınıfına dahilseniz ; çalışmadan yaşayamazsınız.
Patronunuzun cebini doldurmak için daha çok çalışır, daha az para alırsınız, çok daha az para alırsınız, zar zor karnınızı doyuracak kadar az...
Bu nedenle kapitalist sistemde gelir dağılımının mantık hatasını biraz olsun anlatabilmişimdir umarım.
Yani kapitalizm derin sınıf farkları olan bir düzen yaratır, insanları ayırır-böler.
Kapitalizm piramidi.
Devam ediyorum, dikkatleri uyandıralım.
Şöyle bir de durum var ki kapitalist sistem insan için gerekeni değil, daha çok paraya satacağı malı üretir, buna özendirir, halkın büyük bir kısmı bunları almak için uğraşırken, zenginlerin yani üst sınıfların paraları bitmeyecek kadar çoktur çünkü her gün onlara para kazandıran işçileri vardır.
Şimdi çok önemli bir noktaya daha dikkat çekeceğim.
Kapitalist sistemin çok büyük bir açığı;
Kapitalizmde patronlar kar sağlamak için, işçilerine olabildiğince az para vermek zorundadır.
Lakin;
Kapitalizmde patronlar ürünlerini satmak için, işçilerine olabildiğince çok para vermek zorundadır.
İşte size "ibretlik mantık hatası"
Gelelim sömürgeciliğe, bunu bir öykü gibi anlatmak istiyorum.
Kapitalist sistemin doğduğu noktalarda sanayinin çok fazla gelişmesi üretilen malların ülkedeki tüketimden çok fazla olmasına neden oldu, yani şöyle düşünün, üretiyorsunuz üretiyorsunuz eyvallah bütün ülke almaya başlıyor, derken o kadar fazla üretiyorsunuz ki artık halkın tüketiminden daha fazla üretmeye başlıyorsunuz, bu durumda kapitalist düşünce zarar yapmamak için bu elinde kalacak malları dışarıya satmayı düşündü, yeni pazarlar bulmalıydı, hemde bulduğu pazarlarda hiçbir mal üretilmemeli, o ülke geri kalmalıydı ki kendi ürünleri satılabilsin, kendisi kar yapsın.
Hadi hayırlı uğurlu olsun, nur topu gibi Emperyalizm doğdu.
Emperyalizm savaştır, emperyalizm hem bağımsızlık için direnen halkları ortaya çıkaracaktır, bu nedenle ilk savaşa neden olacaktır, bunu tarih sahnesinde pek çok defa gördük.
Peki ya daha büyük bir savaş? İki kapitalist ülkenin sömürecek yerleri paylaşamaması, çıkar ortaklıklarının bitmesi noktasında karşı karşıya gelmeleri, bunlar Dünya savaşlarını doğurur bunlar kimyasal silah kullanılacak savaşlar doğurur, kapitalizm, emperyalizmi getirmiştir, emperyalizm savaşı getirmiştir.
Şimdi eğer buraya kadar sıkılmadıysanız ve hala okuyorsanız, size bir sorum olacak sabırlı okur, insanlığın üretme gücündeki bu artış, fakirliğin ortadan kalkmasına neden olmalıydı, değil mi? Yanlış mı düşünüyorum yoksa?
Ama maaalesef kapitalizm bu sonucu yaratamamıştır, kapitalizmde bolluk içinde açlık vardır, sefillik vardır.
Kapitalizm verimsiz bir sistemdir çünkü insanların ihtiyaçlarıyla ilgilenmek yerine gitgide artan fiyatlarla ve karla ilgilenir.
Milyonlarca aç insan yeteneklerini veya güçlerini yaşamaya yetecek kadar bir şeyler elde etmek için kullanma fırsatı ararken, bu sistemde çalışmanın ne olduğunu bilmeyen, çalışmaya dair bir istekte bulundurmayan bir takım insanlar, üretim araçlarına sahip oldukları için lüks içinde yaşarlar. Sadece biraz daha şanslılar değil mi? Tabiki ya, şans, başka ne olabilirdi.
Hafızlar, kapitalist sistem üretimi herkesin gereksinmelerine değil azınlığın kar-çıkar planlarına göre düzenlediği için akıldışıdır, zaten daha çok kar yapmak için emperyalizmin doğduğundan bahsetmiştik.
Özetle böyle, kapitalizmde paran varsa mutlusundur, fabrikan varsa mutlusundur, fabrikada işçiysen, hayatın çok zordur. Yeteneklerin ve becerilerin onlar için önemli değildir, seni koyunlaştırmak isterler.
Senin ağaçlarını kesmek isterler, oraya AVM yapıp para kazanmak için.
"Kapitalizm, gölgesini satamadığı ağacı keser." - Karl Marx
Soru sorabilirsiniz, iletişime geçebilirsiniz.
Öperler. Kendinize iyi bakın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder