Hrant Dink hakkında, biraz düşünmek ve gerçekleri görebilmek için rica ediyorum sadece sol kesim değil milliyetçi kesimde okusun, sorgulasın. Yazının sonunda muhtemelen hala düşünceleri aynı devam ediyor olacaktır, ama ben sadece sorgulamanızı istiyorum.
Arkadaşlar bugün 15 Eylül.
2007 yılında cemaatçi-milliyetçi güçler tarafından suikaste kurban giden güzel, aydın bir insanın doğum günü.
Kanıtın ne, devlet bu davada örgüt bulamadı derseniz, anlatacağım.
Bugün 15 Eylül demiştim.
Defalarca Türk'lüğe hakaretten yargılanan ama her zaman "Evet bu topraklarda gözümüz var, ama alıp gitmek için değil, gelip dibine girmek için." diye bas bas bağıran bir sosyalistin doğum günü.
Hrant bu ülkenin azınlık değerlerinden biriydi hafızlar, güzel insanlarından biriydi, güzel olduğu için öldürüldü zaten.
Öldürülmesi konusunda "oh çok iyi oldu çokta güzel iyi oldu" diyen azımsanamayacak kadar geniş bir kesim var, bir insanın arkadan "puştça" vurularak öldürülmesine, mutlu olabilen insanlar, şimdi milliyetçi-sağ kesimden ve "Hepiniz Ermenisiniz, hepiniz piçsiniz" diyen kişilere soruyorum, beyler, siz kavga etmeyi iyi bilirsiniz değil mi? En azından kavga adabı diye bir şey vardır, bilirsiniz, arkadan vurmak nedir? Açıklar mısınız beyler...
Bunlar okumamış, cahil bırakılmış kişiler de değil, sakın öyle sanmayın bunlar bizzat çok okumuş kişiler, ama öyle ki beyinlerini uyuşturmuş, ya çıkar-para ilişkisi için kendilerini bir cemaate adamış veyahut başka bir kör ideoloji uğruna kendini adamış insanlardı bunlar, okumuşlardı, ama ölüme seviniyorlardı.
Şimdi devam ediyorum.
Katil kim, azmettiricisi kim bir bakalım.
Basit bir dedektiflik yöntemidir, cinayetin kimin işine yaradığını araştırır doğru ilerlerseniz katili bulursunuz.
Ogün Samast, cinayetin tetikçisi.
Yasin Hayal, azmettiricisi.
Yasin Hayal eski BBP üyesi.
Mafya olaylarıyla en yakın olan partiler bunlar, Mhp ve Bbp.
İşin garibi, cinayetten önce Yasin Hayal partiden atılıyor...
Yasin Hayal'in babası cinayetten bir süre sonra açıklama yapıyor ve şöyle diyor; Tsk'dan bir Binbaşı'nın arayıp "Böyle bir evlat yetiştirdiğiniz için teşekkürler." Demiş kendisine.
Devlette Yasin'i ve Ogün'ü kahraman gibi göstermeye çalışmadı mı, ama biz yemedik.
Biz arkadan vuranların hesabını sormaya söz verdik, adalet aramaya söz verdik.
Çünkü, lütfen eğer tersini düşünen, milliyetçi görüşü olan varsa, lütfen şöyle sorgulasın olayı;
Bakın arkadaşlar, biz çoğunlukta yaşıyoruz ve azınlığa "pis, kaka" diyoruz, yıllardır bu tutumla devam etti ülkenin politikası, ve halkın içinede yansıdı bu görüşler. Şimdi lütfen, velev ki iddia edildiği gibi Hrant gerçekten Türk düşmanlığı yaptı ve ciddi manada "Türk kanı pistir, zehirlidir" dedi, bu onun bir sokak ortasında arkadan vurulmasını mı gerektirir? Ben şimdi "Ermeni kanı pistir" desem, öldürülmeli miyim, ve Hrant'ın ölümüne sevinenler beni de öldürmeye gelecekler mi?
Şimdi hazırsanız...
Hrant'ın ölümünün arka planına bakalım biraz;
Baştan uyarıyorum, yazılanların hepsinin doğruluğunu istediğiniz yerden araştırabilirsiniz.
19 Ocak 2007 Hrant Dink suikasti Türkiye siyaseti için miladdı , Abd büyükelçisi Ross Wilson eski bir Amerikan mafya geleneğini tamamlamış ve cenaze törenine katılmıştı. Tezgah büyüktü...
Hrant Dink cinayeti Türkiye siyasetini baştan inşa etmek için bir başlangıç gibiydi, ardından Ergenekon başladı.
4 Mayıs 2007'de Tayyip Erdoğan dönemin Genelkurmay başkanı Yaşar Büyükanıt'ı hizzaya çekti görüşmede bizzat Abd'nin istihbarat kayıtlarının Büyükanıt'a santaj olarak sunulduğu öğrenildi, ayrıntıyı bilmiyoruz ama mezara gidecek sır olarak belirlendi.
Aynı dönem medyaya el konuldu, nisan 2007'de Sabah-Atv grubuna el koyuldu ve bizzat Tayyip ve Abdullah Gül'ün aracı olmasıyla bu grup Çalık Holding'e verildi.
İrili ufaklı tüm medya ya seve seve, ya da Aydın Doğan'ın olduğu gibi ağır faturalar kesilerek hizzaya çekildi.
Var mı buraya kadar sorusu olan?
Devam hafızlar.
Yasin Hayal'e dönelim. Kendisi şöyle dedi;
"Devlet beni kullandı ve şimdi ortadan kaldırmak istiyor, Ramazan Akyürek, Muhittin Zenit, bu isimler kendilerini kurtarmak için beni yok edecekler"
Ve açıkca cemaatle ilişkili polislerle işbirliği içerisinde olduğunu itiraf etmişti.
Ben size tezgahın ne kadar büyük olduğınu göstermeye çalışıyorum sadece.
Sonra ne mi oldu?
Hrant Dink davası olayda bir örgüt bulunamadan sonuçlandı.
Bizde yüce Türk yargısına olan sonsuz inanç ve güvenimizle(!) bu karara inandık(!)
Çok kötü...
Hrant öldüğünde ayakkabılarının altı delikti, yani burjuva değildi bu insan, yazardı, aydındı, ama zengin değildi.
"Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz. Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler. Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce." - Hrant Dink
Biraz düşünün. Bu ülkenin azınlıkları bizim düşmanlarımız değil, kardeşlerimiz, değerlerimiz, aynı toprağın insanlarıyız. Hrant bunu biliyordu.
Görüşmek Üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder