13 Eylül 2013 Cuma

Eylül ayı, Direnişin devamı.

Merhabalar. 

Bu yazımda 31 Mayıs'tan bu yana devam eden, Türkiye'de benzeri görülmemiş, "Haziran Direnişi" veya "Gezi Eylemleri" olarak adlandırılan direnişten, son gelinen durumdan bahsedeceğim. 

Bugün 13 Eylül , 3 ayı aşkın bir süredir düzenli olarak sokağa çıkan bir halk var, Ağustos ayında eylemler yavaşlasada, halk Eylül ayında direnmeye devam edeceğinin sinyalini vermişti...

Eylül çok hızlı başladı, Dünya siyaseti tarihinde de Eylül ayı çok direnişlere, çok olaylara sahne olmuş bir aydır, ve olan oldu Haziranda her gün sokakta olan halk, tekrar meydanlara çıktı. 



Ve maalesef direniş bir ölüm haberiyle devam etti, 22 yaşındaki Ahmet Atakan polis tarafından başına isabet eden gaz kapsülüyle öldürüldü!

Bir ailenin hayatı karardı, gencecik yaşta, daha geleceğe dair ne umutları belki ne planları olan bir genç fidan hayatını kaybetti, ölmeden önce facebook sayfasında yazdıklarıysa yürek parçalar cinsten; 

Çok yazık... 

Vali daha otopsi raporu yapılmadan damdan düşmüş olabilir dedi, tıpkı Eskişehir valisinin Ali İsmail Korkmaz hakkında "Provakasyon için arkadaşları öldürmüş olabilir" demesi gibi iğrenç bir şeydi bu da, üstü kapatılmaya çalışılan cinayetlerin ardı arkası kesilmiyor, devlet büyüklerimiz(!) hala Mısır'a ağlıyor...

Ağlayın! Sokaktakiler çapulcu zaten, sevilmemesi gereken 3-5 vatan haini sizin zihniyetinize göre, müslüman da değiller çünkü size göre bu ülkede müslüman olmak için Akp'ye oy vermek gerekiyor ya da belki Saadet partisine, tam olarak böyle değil mi? Alevilere ateist dersiniz, mezhepleri kabul etmezsiniz, nefret beslersiniz, sonra Yunus Emre'yi ve Mevlana'yı sahiplenirsiniz, Amerika ne derse yapar, Amerika bayrağına taparsınız, Dünya'nın en büyük gücü bizi ciddiye alıyor güçlünün yanındayız diye martaval okursunuz, kukla olmaktan vazgeçmezsiniz, hep Amerika'nın yanında kalacaksınız, çünkü siz ancak dayak yemeyeceğinizi bildiğiniz savaşlara girersiniz, bu yüzden hiçbir zaman anlamayacaksınız onurlu direnişleri. Ağzınız da iyi laf yapar, halka her şeyi çok güzelmiş gibi anlatırsınız.  Tuzunuz kuru gayet, bize vatan haini der sıyrılırsınız aradan...

Bu basit zihniyete hitap etmekten vazgeçeceğim, benim düşünmeyi kendine yasaklamış insanlara, bir şey anlatmaya çalışmam çok anlamsız. 

Nazım Hikmet Ran, yıllar önce söyledi bunlar için,

Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim. 
Vatan çiftliklerinizse, 
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan, 
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan, 
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın, 
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan, 
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın, 
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa, 
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan, 
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa, 
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan, 
ben vatan hainiyim. 
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla : 
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ. 
  
 Ne güzel söylüyor, vatan Amerikan üsleriyle ben vatan hainiyim diyor.

Saygıyla anıyoruz...

Konuya dönüyorum,

Eylül direniştir. Ekim ise Dünya'da ki en büyük sosyalist devrimin yapıldığı aydır, unutmadan, bilmenizi isterim ki Dünya üzerinde Akp hükümeti şu an tamamen yalnız, sağa sola kendini yamamaya çalışıyor, Amerika'da memnun değil ve her an fişini çekebilir, ama önce yeni bir insan yetiştirmeleri lazım, Tayyip'i nasıl yetiştirdiyseler, yerine birini bulacaklardır.

İsterseniz size Tayyip'i keşfeden ve yetiştiren adamı göstereyim.

 
İşte bu görmüş olduğunuz yüz.

Bu amcanın adı Morton Abramowitz.

Kendisinin Türkiye'nin kaderi üzerinde çok büyük etkisi var. ABD'nin Türkiye Büyükelçisi olarak görev yaptı, Tayyip'i keşfetti Yahudi lobisiyle , Beyaz Saray ile görüştürdü, çıkar ilişkileri doğrultusunda satın aldı.

Başka bir yazıda bu konuyu uzun uzadıya anlatabilirim, şimdilik asıl konudan sapmayalım.

İşte bizim hedefimiz, bu kukla kişilere memleketi bırakmamak olmalıdır, bu direniş için insanlar canlarını veriyorken bizim evde oturmamız ihanettir, çıkacağız,  direneceğiz, elbet kazanacağız. Pes etmediğimiz sürece kazanmak için çok büyük bir şansımız var.

Umutla...

Görüşmek üzere...

 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder